Kuşkonmaz Camii |
Şemsi Ahmet Paşa Camii: Yavuz Sultan Selim'in doldurduğu hazinenin Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan başmimarlığında İstanbul'u bir islam şehri yaparken ortaya bu dönemde çıkan birbiriyle yarışır güzellikte medreseler, camiler, çeşmeler, külliyeler yapılmıştır. İmparatorluğun şehri islam hüviyetine kavuşmuştur. İşte o yapıların arasında butik, oldukça sıcak bir camidir Şemsi Ahmet Paşa Camii yada herkes tarafından bilinen adıyla "Kuşkonmaz Camii". II. Selim'in sadrazamı Şemsi Ahmet Paşa tarafından 1580 yılında Mimar Sinan'a yaptırılmıştır bu güzide camimiz.
Kuşkonmaz Camii, Üsküdar iskelesi ile Salacak Sahili arasında deniz kenarında Şemsi Paşa semtindedir. Yapı mimarisine kısaca bakıldığında cami, türbe, külliyeden oluşan bir yapı topluluğundan oluştuğu görülür. Cami kesme taştan, sekiz yüzlü bir kubbeden oluşur. L şeklinde bir avluya sahiptir. Avlu kapısının biri sahile diğeri ise günümüzde şuan otopark olan kullanılan alana bakmaktadır.
Şemsi Ahmet Paşa Camii peki neden Kuşkonmaz denmiş malum kuşkonmaz ismi bizde mecazı bir anlam ifade eder "Kuşkonmaz kervan geçmez" atasözüne binaen de canlı yaşamının olmadığı tehlikeli yada hayırsız bir yer olduğu gibi anlamlar ifade etmektedir ama bu camimizin kuşkonmaz ismi alması ikinci anlamlarından çok ilk anlamıyla kuşların rağbet etmediği, avlusunda sıralanmadığı, kurşun kubbeleri pislemediği bir cami olmasıdır. Peki nedir bunun altında yatan neden acaba kuşlar neden burayı transit geçiyor tesadüf mü yoksa başka bir sebep mi var? Biraz tarih kitaplarını eşeleyince ağızdan çıkan bir kelimenin insana neleri yaptırttığını gösterir. Rivayet odur ki Sokullu Mehmet Paşa bir cami yaptırır. Ancak her caminin küçük dostları olan kuşlar bu camimize sık uğrar ve pislermiş. Şemsi Ahmet Paşa'da bu durumu görür ve Sokullu Paşa'ya "Sokullu, yaptırdığın camini kuşlar pislemiş" diye takılmıştır. Oldukça zeki bir insan olan Sokullu ise "Gökyüzüne açık olan her yer kuşların pislemesine müsaittir" yanıtını vermiştir. Efsane olarak adlandırılsada arkasındaki tarihi gerçeklere bakıldığında Sokullu'nun arkasında ikinci vezirdir o vakitlerde Şamsi Paşa. II. Selim'in kızı Gevher Sultan, üçüncü vezir olan Piyale Paşa ile evlenince ikince vezirliğe yükselir. Şemsi Paşa bu duruma sinirlenir ve Sokullu ile sert münakaşalara girer. Sokullu tarafından vezirlikten uzaklaştırılır. Şemsi Paşa'nın bahtı açıktır ilk önce Piyale Paşa ölür ulemanın desteğiyle yeniden vezirliğe getirilir sonra Sokullu bir suikasta kurban gider.1580 lere gelindiğinde III Murad'ın sadrazamı olmuştur. İşte bu yüzden Sokullu'ya ettiği o lafın altında kalmak istememiştir aklına cami yaptırmayı koyduğunda. Düşünüp taşınmıştır bu işi yapsa yapsa Koca Sinan yapar diyerek çalmıştır kapısını ve "Bana öyle bir yerde cami yap ki üzerine kuşlar pislemesin" demiştir. Mimar Sinan hemen araştırmaya koyulur ve camiyi Karadeniz ve Marmara dan esen rüzgarların kesiştiği noktaya konumlandırır. Rüzgarın ters etkisi kuşların konmasını engellediği gibi minare içine girip çıkardığı uğultusu kuşları ürkütür ve buraya konmaları önlenir. Gün boyu caminin etrafı birkaç kez turladım havanın durgun olmasına rağmen sahilde dalgaların sert çarptığını gördüm ve bir tek kuş dahi kubbe minare ve avlu çevresinde görmedim. Zaten kuş olsa adı Kuşkonmaz olmazdı.
İçeriden |
Şemsi Ahmet Paşa kabrinin bulunduğu türbe |
Sonuç olarak genelde Kız Kulesi ziyaretçilerini ağırlayan bu ufak ve şirin camimiz görülmeye değer Sinan başyapıtlarından yalnızca biridir.
Fotoğraflar ve Yazan: Fevzi Telli
(Herkesin bilmesi İstanbul'a farklı gözle bakması amacıyla başladım bu uğraşa ancak bir çok sitede fotoğrafları ve yazıların yayımlandığını gördüm hiç bir sitemim yok aksine mutlu da oldum ancak emeğimin hatrına kaynak kısmına adım yazılırsa sevinirim.)
Aşağıda camii ile ilgili birkaç fotoğraf çektim ancak gönül isterdi ki daha çok fotoğraf çekeyim külliyesini geziyim ama bitmek bilmeyen resterasyon çalışmaları marmaray proje binası gibi sorunlar engel oldu.