Şehr-i İstanbul

3 Temmuz 2011 Pazar

Yenikapı ve IV. Murat

Yenikapı Batıkları


Yenikapı, son birkaç yılda yapılan kazılarla İstanbul'un tarihini M.Ö 8.000 yıl önceye kadar çeken ve İstanbul'un trafiğine çözüm olma umudu Marmaray'ın bir ucunun bulunduğu yer. Yaklaşık iki üç yıldır Arkeolojik kazı Marmaray'dan çok duyurmuş buluntularıyla da Dünya çapında ilgi çekmiştir Yenikapı. Kazı yerine birkaç sefer gitmemden ötürü diyebilirim ki denizin baya iç kesimlere sokulduğunu, zamanla limanın nasıl dolduğuna tanıklık edilecek bir yer... Özellikle çamur tabakasında hala devam eden kazılar oldukça güçlükle ilerlemekte zorlu bir aşamadan geçmektedir. Herkesin İstanbul Üniversitesi tarafından arkeolojik kazı yapıldığı sandığı Yenikapı'yı aslında Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından  kurtarma kazısı yapılmaktadır. İstanbul Üniversitesi'nin burada ki rolü ise batık gemileri çıkarmak. Çamurun altında oldukça iyi korunan ahşap, arkeologlar için çok büyük değer taşımaktadır.



 Bu gemilerde bulanan çömleklere ve bulunan başka birçok kanıta göre şarap ticaretinin çok yapıldığı bilinmektedir. Hatta bir sempozyumda dile getirilen bir proje vardı. Bir içki firması aynı gemi modeliyle temsili bir ticaret yapılması yönünde...Projenin gerçekleşip gerçekleşmediğini bilmiyorum ama içki macerası değil midir buranun adını Yenikapı yapan...
 Rivayete göre IV. Murat içki, kumar, sigarayı, falı, afyonu yasaklar. Yasağın halk arasında nasıl bir yankı yaptığını, yasağa uyup uymadıkları bilmek ister ve kılık değiştirerek halkın arasına karışır. Sahilde yorulduğu sıra bir sandalcı görür ve sandalcıya kendisini gezdirmesi teklifinde bulunur. Sandalcı teklifi kabul eder. Karşısındakinin Sultan olduğunu bilmeden çıkarlar İstanbul'unpırıl pırıl Boğazın'a... Sandalcı yanından denize sarkan bir ip varmış ipi çekince ucunda bir testi! Sultan merak eder "Ne var o testinin içinde?" diye sorar. Sandalcı "Ne olcak mey işte!" diye gülerek müşterisine ikram eder. Sultan, "Mey yasak değil mi? Hünkarımız görse kafanı vurdurtur, korkmuyor musun?" diye sorar. Sandalcı da haliyle, "Yahu hünkar denizin ortasında bizi nereden görecek?" der. Aradan biraz zaman geçmiş bu sefer teknenin tahtalarından birini sökerek içinden nargile ve afyon çıkarmış. Afyonu nargilesine atarak körüklemeye başlamış. Gönlü zengin adam, hemen müşterisine de ikram etmiş. Sultan yine yasağı hatırlatmış. Sandalcı yine aynı şekilde , "Kim görcek bizi denizin ortasında?" demiş.
 Biraz daha vakit geçmiş. Sandalcı cebinden fal taşlarını çıkarmış. Hünkar'a "Ver beş akçe de falına bakayım" demiş. Fal IV. Murat'ın en kızdığı şeymiş, ama "Hadi biraz daha sabredeyim" diye düşünüp, "Bak bari" demiş. Fal taşları elinde çalkalayıp atan sandalcı, "Efendi, sorunu sor bakalım" demiş. Sultan: "Hünkar şu anda nerdedir?" diye sormuş. Sandalcı taşlara bakıp, "Hünkar şu an denizdedir" demiş. IV. Murat "Sakın yakınımızda bir yerde olmasın?" diye sormuş ve tekrar iyice bakmasını söylemiş. Sandalcı taşlara tekrar bakar ve birden IV. Murat'ın ayaklarına kapanıp "Affet beni Hünkar'ım!" diye yalvarmaya başlamış. Kıyıya dönene kadar yalvarmaya devam etmiş. padişah dayanamayıp "Sana bir soru soracağım. eğer bilirsen seni affederim. Bilemessen boynunu anında vurduracağım!" demiş. sandalcı sevinçle "Padişahım çok yaşa!" demiş ve merakla soruyu beklemeye başlamış. IV. Murat, sandalcıya "Dönüşte İstanbul'a hangi kapıdan gireceğim?" diye sormuş. Tabi sandalcı hemen itiraz etmiş; "Hünkar'ım, şimdi ben hangi kapıyı söylesem, siz başka kapıdan girersiniz. Affınıza sığınarak, gireceğiniz kapıyı bir kağıda yazsam ve size versem; kapıdan geçtikten sonra okusanız olur mu?" demiş. Hünkar başını "olur" anlamında sallayınca, sandalcı tahmini yazıp kağıdı vermiş. 
 IV. Murat kağıdı alır almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisene, "Hemen boynunu vur şu kafirin" emrini vermiş. sonra da "Surlara yeni bir kapı açıla! İstanbul'a oradan gireceğim" emrini vermiş. Kapı çarçabuk açılıp, Padişah ve erkanı şehre girmiş.
 IV. Murat bir ara, sandalcının kağıda hangi kapıyı yazdığını merak etmiş. Kendinden çok eminmiş, laf olsun diye cebindeki kağıda bakmış. ama okuyunca hayretler içinde kalmış. Sandalcı kağıda şunları yazmış: "Hünkar'ım, yeni kapınız vatana millete hayırlı uğurlu olsun!" 
 Rivayet o ya; O gün bugündür işte o kapı, "Yenikapı" olarak anılır olmuş.
Şehr-i İstanbul Facebook Sayfasını

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Copyright 2010 İstanbul