Haydarpaşa Garı |
Yeşilçam'ın Anadolu ezgilerini trene yükleyip İstanbul'a getirdiği hazinli öykülerin tanıdığıdır bu gar.
"Koskocaman bir binanın önünde başında kasket, elinde bavullarla duran kara yağız bir adam... İki üç adım gerisinde eşi ve çocukları. Maaile öylece kalakalırlar bir süre, hiçbir şey konuşmasalar bile gözlerinden ne kadar şaşkın oldukları ve ne yapacaklarını bilemedikleri anlaşılır hemen. Fonda ise, çoğu zaman yürek burkanbir müzik vardır...." Yeşilçam'da üretilen kim kaç filmde görmüşüzdür be ve benzer sahneleri. Bir dönemin yönetmenlerinin, çektikleri çektikleri filmde Anadolu'dan yola çıkıldığını ve İstanbul'a varıldığını anlatmanın yegane yolu olarak görmesinden midir bilinmez, sinema tarihimizin birçok filminde Haydarpaşa Garı'na ait kareler rastlamak mümkün. Doğrudur aslında; Haydarpaşa, İstanbul'un Andolu'ya açılan kapısı olarak nitelendirilir.
Bağdat demiryolu hattının başlangıç noktası olması hedeflenerek yapımına 1906 yılında başlanan ve iki yılda tamamlanan bu bina III. Selim'in hizmetindeki paşalardan birinin, Haydar Paşa'nın adını taşır.
Haydarpaşa Garı |
iki Alman mimar, Otto Ritter ve Helmuth Conu tarafından projelendirilen garın inşasında Alman ve İtalyan taş ustaları birlikte çalışır.
Birinci Dünya Savaşı'nın hüküm sürdüğü yıllarda silah deposu olarak da hizmet veren Haydarpaşa Garı, bunun bedelini ağır bir şekilde öder. 1917'de düzenlenen sobataj nedeniyle büyük hasarlar alır. Ancak bir süre sonra yaralar sarılır ve bugünkü yakın görünümü kazanır.
Haydarpaşa Garı |
Günümüze kdar çeşitli restorasyonlardan geçen Haydarpaşa, Özelikle iki yaka arasında (avrupa ve Asya) deniz yolculuğu yapanların bakmadan geçemeyeceği kadar güzel bir mimariye sahiptir. 1970'lerde yanı başındaki denizde meydana gelen bir kaza, garı, güzelliğine güzellik katan vitraylarından yoksun bırakır. Tarih 28 Kasım 2010'u gösterirken İstanbul aşıklarını üzen bir olay Haydarpaşa garının yanışını canlı canlı izleme fırsatı bulurken bir anıların nasılda yanılacağına şahitlik ettiler. Haydarpaşa Gar'ı bu yangında çatısını kaybetsede bu haliyle bile, son derece büyüleyici ve etkileyicidir.
Hatırlamak istemediğimiz bu görüntüler umarım bir daha yaşanmaz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder