Şehr-i İstanbul

28 Haziran 2011 Salı

İstanbul'un Kurucularını Bünyesinde Barındıran Cami: FATİH CAMİİ

Fatih Camii

Fatih Camii; İstanbul'un yedi tepesinin birinde şehri fetheden İstanbul Sultanı, Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılmıştır.
  Fetihten 9 yıl sonra Fatih Sultan Mehmet kendi adını taşıyan bir cami inşa emrini verir. Mimarı, Sinaüddin Yusuf Bin Abdullah(Atik sinan) olan cami 1470 yılında  tamamlandı. Cami 1509 İstanbul depreminde büyük hasar görmüş ve II. Bayezid döneminde onarılmıştır. 1766 yılında yaşanan bir depremden dolayı harabe haline geldiği için Sultan III. Mustafa1767 ve 1771 yılları arasında camiyi Mimar Mehmed Tahir Ağa'ya tamir ettirdi. Bu nedenle cami orijinal görünümünü kaybetmiştir. Son 
olarak Gölcük depreminde ağır hasar almıştır.


 Caminin tarih öncesine baktığımızda ise caminin bulunduğu tepede I. Constantinus'un tarafından yaptırılan Havariyun Kilisesi vardı. Bu noktada bir garip tesadüfü söylemeden geçemeyeceğim; İstanbul kurucularından olan Constantinus buraya bir kilise yaptırmış ve İstanbul'un son kurucusu Fatih Sultan Mehmet Han'ın da bu tepeyi seçerek cami yaptırması, İstanbul'un kurucuları tarafından buranın dini merkezi açıdan ne kadar önem taşıdığını gösterir. Günümüzde Fatih Camii çevresine baktığımızda hala tarikatların, cemaatlerin varlığını görürüz. Burası bir nevi İstanbul'un muhafazakar kesiminin kalesinin olduğu yerdir. Bir başka ilginç nokta da bu iki büyük komutanında bu tepede ebedi uykuya dalmalarıdır. Fatih cami bir nevi İstanbul'un kurucularını bünyesinde barındaran bir camidir.

 Caminin mimarisine baktığımızda; Külliye, 16 adet medrese, darüşşifa (hastane), tabhane (konukevi) imarethane (aşevi), kütüphane ve hamam bulunmaktadır. Okuduğumuz üzere buranın sadece ibadet için değil halkın sosyol kültürel ihtiyaçlarını da karşılayan bir yer olduğunu görürüz. Hele hamamın inşası ile ilgili öyle bir rivayet vardır ki bugün Fatih Camii'nin o insana huzur veren havasını anlamamıza nedendir. Rivaet o ki; fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra şehre kendi ismiyle anılan bir cami yaptırmak ister. Cami inşaatı başladığı sıralarda padişahın emriyle durdurulur ve caminin civarına bir hamam yaptırılır. İşte bu hamamın yapılış hikayesi şöyledir: İnşaat başladıktan sonra çalışmaları yerinde kontrol eden Fatih Sultan Mehmet, bir işçinin sırtında bir taşla, iskeleden yukarı çıktığını ancak taşı bırakmadan geri indiğini görür. Buna anlam veremeyen Sultan Mehmet işçiye yaklaşarak, niçin böyle yaptığını sorar. İşçi "Efendim, ben bu gece rüyamda hamamcı olmuşum. Fakat uyandım ki vakit dar, işe geleceğim. Yakınlarda bir hamam yok ki yıkanıp temizleneyim. Aceleyle işe geldim. Çünkü ekmek parası, çalışmasam gündeliğim gider...Ama taşı oraya koyarsam Allah'tan korkuyorum çünkü yapılan bir ibadethanedir, taşı abdestsiz olarak oraya koyamam" cevabını verir. İşçinin bu hassasiyetine hayran kalan Fatih, hemen caminin inşaat çalışmalarını durdurarak, caminin yanında işçilerin yıkanabileceği ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir hamam yaptırır.


Bugün Fatih ilçesinde Şehzadebaşı Camii ile aynı hizada bulunan Fatih Camii ve Külliyesi'ni keşfetmenizi öneririm. Ancak camiye girişteki o asırlık çınarın yıkıldığını gördüm geçen gün... Bizim ecdadımız bir ağaç için evlerin yerini bile değiştirirken o asırlık çınarın nasıl yıkıldığına anlam veremedim. Gölcük depremi sırasında zeminin oynadığını ve restarasyon yapıldığını bildiğimden daha da anlamsız geldi yıkılması. Çünkü kökleri belki de o zeminin çok oynamasına mani oldu...!
Şehr-i İstanbul Facebook Sayfasını

1 yorum:

 
Copyright 2010 İstanbul